|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
beklenmedik bir şekilde |
unexpectedly adv.
|
|
Not unexpectedly, the Commission is proposing that it be given more power.
Beklenmedik bir şekilde, Komisyon kendisine daha fazla yetki verilmesini öneriyor.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
basit bir şekilde |
simply adv.
|
|
That is quite simply what lies behind the Lisbon spirit.
Lizbon ruhunun ardında yatan şey oldukça basit bir şekilde budur.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
kötü bir şekilde |
badly adv.
|
|
It is over-complicated and is badly presented.
Aşırı karmaşıktır ve kötü bir şekilde sunulmuştur.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
uygun bir şekilde |
properly adv.
|
|
What is really needed is for the common fisheries policy to be properly decentralised.
Asıl ihtiyaç duyulan şey, ortak balıkçılık politikasının uygun bir şekilde ademi merkezileştirilmesidir.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
düzgün bir şekilde |
properly adv.
|
|
Naturally, the ICC's ability to function properly will depend upon no serious obstacles being placed in its way.
Doğal olarak UCM'nin düzgün bir şekilde işleyebilmesi, önüne ciddi engeller çıkarılmamasına bağlı olacaktır.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
nazik bir şekilde |
gently adv.
|
|
Do it gently.
Onu nazik bir şekilde yap.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
normal bir şekilde |
normally adv.
|
|
Generally speaking, I can inform you that work is proceeding normally.
Genel olarak, çalışmaların normal bir şekilde ilerlediğini söyleyebilirim.
More Sentences
|
General |
|
8 |
General |
ticaretini yapmak (yasalara aykırı bir şekilde bir şeyin) |
traffic in v.
|
|
Those who traffic in human beings must therefore be punished as severely as those who deal in drugs.
Bu nedenle insan ticareti yapanlar, uyuşturucu ticareti yapanlar kadar ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.
More Sentences
|
9 |
General |
patlamak (olumlu bir şekilde) |
boom v.
|
|
Business was booming.
İşler patlıyordu.
More Sentences
|
10 |
General |
olmak (belirli bir şekilde) |
get along v.
|
|
You've always been a very easy person to get along with.
Sen her zaman anlaşılması çok kolay biri oldun.
More Sentences
|
|
11 |
General |
davranmak (belirli bir şekilde) |
bear v.
|
|
The prisoner of war bore himself with great dignity.
Savaş esiri onurlu davrandı.
More Sentences
|
12 |
General |
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde) |
go on v.
|
|
In this world, it's difficult to go on behaving like a human being.
Bu dünyada insan gibi davranmaya devam etmek zordur.
More Sentences
|
Common Usage |
|
13 |
Common Usage |
akıcı bir şekilde konuşan |
fluent adj.
|
|
14 |
Common Usage |
orijinal bir şekilde |
originally adv.
|
|
15 |
Common Usage |
doğru düzgün bir şekilde |
fittingly adv.
|
|
16 |
Common Usage |
geri dönülemez bir şekilde |
irrevocably adv.
|
|
General |
|
17 |
General |
hızlı bir şekilde dönen şey |
whirlabout n.
|
|
18 |
General |
müsrif bir şekilde harcama |
wantoning n.
|
|
19 |
General |
birine coşkulu bir şekilde davranma |
lyricising n.
|
|
20 |
General |
sesi çok doğal bir şekilde verme |
high fidelity n.
|
|
21 |
General |
ayrıntılı bir şekilde hazırlayan |
elaborator n.
|
|
22 |
General |
kötü niyetli bir şekilde bakma |
knowing look n.
|
|
23 |
General |
kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası |
cut of meat n.
|
|
24 |
General |
etkileyici bir şekilde sivri bir dille yazan kimse |
epigrammatizer n.
|
|
25 |
General |
şiddetli bir şekilde azarlama |
lambasting n.
|
|
26 |
General |
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme |
slump n.
|
|
27 |
General |
ter bir şekilde |
gruffness n.
|
|
28 |
General |
bir parçanın hafif ve yankıyı andıran bir şekilde tekrarı |
echoey n.
|
|
29 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
30 |
General |
yazılı bir madde veya basılı bir mikrografın sadece büyütücü bir cihazla okunabilecek şekilde küçültülmesi |
microprint n.
|
|
31 |
General |
daha detaylı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
32 |
General |
hızlı ve obur bir şekilde yiyen |
devourer n.
|
|
33 |
General |
bir nesne ya da olguyu herhangi bir şekilde tanımlayan veri |
metadata n.
|
|
34 |
General |
doğru olmayan bir şekilde kullanma |
abuse n.
|
|
35 |
General |
zarif bir şekilde yürüme |
sashaying n.
|
|
36 |
General |
açık bir şekilde anlatma |
elucidating n.
|
|
37 |
General |
mahkeme dışı bir şekilde |
extrajudicially n.
|
|
38 |
General |
açık bir şekilde dile getirme |
articulation n.
|
|
39 |
General |
hararetli bir şekilde |
fractional currency n.
|
|
40 |
General |
bile bile yanlış bir şekilde tanıtma |
misrepresentation n.
|
|
41 |
General |
daha uzun bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
42 |
General |
sesi çok doğal bir şekilde veren (radyo/pikap/hoparlör) |
high fidelity n.
|
|
43 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
circumambage n.
|
|
44 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
circumbendibus n.
|
|
45 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
roundabout n.
|
|
46 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
verbality n.
|
|
47 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
tautology n.
|
|
48 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
circumlocution n.
|
|
49 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
periphrase n.
|
|
50 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
periphrasis n.
|
|
|
51 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
verbiage n.
|
|
52 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
pleonasm n.
|
|
53 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
redundancy n.
|
|
54 |
General |
sapkın bir şekilde birilerini izleyen kimse |
stalker n.
|
|
55 |
General |
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan |
jack-in-office n.
|
|
56 |
General |
ihtiyaçların devamlı bir şekilde değişmesi |
continual shifting of wants n.
|
|
57 |
General |
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider |
dark horse n.
|
|
58 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşma |
bloviation n.
|
|
59 |
General |
evlilik birliğinin tamiri olanaksız bir şekilde yıkılması |
irremediable breakdown of the marriage n.
|
|
60 |
General |
evlilik birliğinin tamiri olanaksız bir şekilde ortadan kalkması |
irremediable breakdown of the marriage n.
|
|
61 |
General |
kendinden önceki teknolojilerin yerini hızlı bir şekilde alan teknoloji |
disruptive technology n.
|
|
62 |
General |
şık bir şekilde toplanmış saç |
updo n.
|
|
63 |
General |
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük |
gameplay n.
|
|
64 |
General |
olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması |
the willing suspension of disbelief n.
|
|
65 |
General |
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi |
half up half down n.
|
|
66 |
General |
yanlış duyulması sonucunda farklı şekilde anlaşılan bir şarkı sözü veya şiir mısrasındaki kelime veya kelime öbeği |
mondegreen n.
|
|
67 |
General |
güçlü bir imaj verecek şekilde giyinme |
power dressing n.
|
|
68 |
General |
yaygın şekilde paylaşılan ortak bir değer |
a commonly shared value n.
|
|
69 |
General |
yemeği aç gözlü bir şekilde yiyen kimse |
scoffer n.
|
|
70 |
General |
gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi |
train hopping n.
|
|
71 |
General |
gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi |
freighthopping n.
|
|
72 |
General |
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi |
layout n.
|
|
73 |
General |
bir olay üzerine manzum şekilde ebced hesabıyla tarih düşüren kişi |
historian n.
|
|
74 |
General |
yanlış veya yanıltıcı bir şekilde bir şeyi karakterize etme eylemi |
mischaracterization n.
|
|
75 |
General |
tüm tarafların anlamlı bir şekilde bir şeyler katılabileceği kapsayıcı, çok taraflı bir sistem |
panarchy n.
|
|
76 |
General |
törelere ve geleneklere katı bir şekilde bağlılık |
babbittism n.
|
|
77 |
General |
küfürlü bir kelimenin toplum tarafından kabul edilecek şekilde değiştirilmesi |
taboo deformation n.
|
|
78 |
General |
tempolu bir şekilde hareket etmek |
cadency n.
|
|
79 |
General |
beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olumlu olay |
caduac [scottish] n.
|
|
80 |
General |
alt tarafı geniş, üst tarafı kadranın etrafında bir daire oluşturacak şekilde daralan masa saati |
tambour clock n.
|
|
81 |
General |
bir bölgeye taşacak şekilde suyu tahliye etmek için bir hendek içine yerleştirilmiş bir tahta veya metal levha parçası. |
tappoon n.
|
|
82 |
General |
uzaklık, yükseklik ve konum açısını çabuk bir şekilde ölçen alet |
tachymeter n.
|
|
83 |
General |
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak |
abc soil n.
|
|
84 |
General |
başarılı bir şekilde gerçekleştirme |
carrying into action n.
|
|
85 |
General |
başarılı bir şekilde yerine getirme |
carrying out n.
|
|
86 |
General |
başka bir şekilde kodlama |
recoding n.
|
|
87 |
General |
dikkatli bir şekilde söylenen ifade |
cautious statement n.
|
|
88 |
General |
farklı bir şekilde çizen kimse |
redrawer n.
|
|
89 |
General |
farklı bir şekilde karalayan kimse |
redrawer n.
|
|
90 |
General |
ani bir şekilde (fikir) değiştirme |
tangent n.
|
|
91 |
General |
başka bir şekilde söyleniş |
different way of saying n.
|
|
92 |
General |
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi |
chassé n.
|
|
93 |
General |
sürpriz bir şekilde ele geçen şey |
nap-taking n.
|
|
94 |
General |
birbirine yakın olacak veya birbiri içine sığacak şekilde yerleştirilmiş bir grup nesne |
nest n.
|
|
95 |
General |
penisin görünür bir şekilde cinsel yönden uyarılması |
tentigo [obsolete] n.
|
|
96 |
General |
(belirli bir şekilde) düşünen kimse |
thinker n.
|
|
97 |
General |
gürültülü bir şekilde yürüyen kimse |
tramper n.
|
|
98 |
General |
bir manastır cemaati tarafından her yıl karnavalvari bir şekilde seçilen sahte başrahip |
abbot of misrule n.
|
|
99 |
General |
açık bir şekilde ifade eden kimse |
articulator n.
|
|
100 |
General |
düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı |
automaton n.
|
|
101 |
General |
a harfinin farklı bir şekilde söylenişi |
aw [scottish] n.
|
|
102 |
General |
istenmeyen bir şekilde |
undesirability n.
|
|
103 |
General |
hoşa gitmeyen bir şekilde |
undesirability n.
|
|
104 |
General |
hoş karşılanmayan bir şekilde |
undesirability n.
|
|
105 |
General |
nahoş bir şekilde |
undesirability n.
|
|
106 |
General |
sakıncalı bir şekilde |
undesirability n.
|
|
107 |
General |
kendinden emin bir şekilde onaylayan kimse |
yea-sayer n.
|
|
108 |
General |
bir şirketi becerikli bir şekilde yöneten kimse |
engineer n.
|
|
109 |
General |
anlaşılmaz bir şekilde konuşan kimse |
enigmatist n.
|
|
110 |
General |
kuvvetlerin eşit bir şekilde ayarlanması |
balancement n.
|
|
111 |
General |
ani ve gürültülü bir şekilde havlama |
bark n.
|
|
112 |
General |
hayvanın ani ve gürültülü bir şekilde haykırması |
bark n.
|
|
113 |
General |
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay |
epilog n.
|
|
114 |
General |
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay |
epilogue n.
|
|
115 |
General |
sert bir şekilde eleştirme |
upbraiding n.
|
|
116 |
General |
şiddetli bir şekilde çıkışma |
upbraiding n.
|
|
117 |
General |
postanın doğru ve hızlı şekilde iletilmesi için kullanılan dokuz basamaklı bir zip kodu |
zip + 4 n.
|
|
118 |
General |
bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu |
shorthand n.
|
|
119 |
General |
gürültülü şekilde patlayan kırmızı top şeklinde bir havai fişek |
cherry bomb n.
|
|
120 |
General |
bir davayı ateşli bir şekilde savunma |
evangelism n.
|
|
121 |
General |
bir davayı ateşli bir şekilde savunan kimse |
evangelist n.
|
|
122 |
General |
gülünç bir şekilde dandik şey |
joke n.
|
|
123 |
General |
aldatıcı bir şekilde hoş davranış |
varnish n.
|
|
124 |
General |
bastırılmış düşünce veya duyguların güçlü bir şekilde dışa vurumu |
vent n.
|
|
125 |
General |
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
man-of-war n.
|
|
126 |
General |
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
portuguese man-of-war n.
|
|
127 |
General |
birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir mesaj, işaret |
mixed message n.
|
|
128 |
General |
kararlı bir şekilde (bir şeyin) peşinden koşma |
birddogging n.
|
|
129 |
General |
kanuni bir şekilde davranan kimse |
legal n.
|
|
130 |
General |
bir şeyi çekincesiz, sınırlamasız veya tereddütsüz bir şekilde destekleyen veya tanıtan kimse |
whole-hogger n.
|
|
131 |
General |
ötesinde veya altındayken bir şeyin istenen şekilde olmadığı sınır |
margent n.
|
|
132 |
General |
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı |
marie n.
|
|
133 |
General |
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı |
marli n.
|
|
134 |
General |
haksız bir şekilde öncelik elde etme |
queue-jumping n.
|
|
135 |
General |
karmaşık bir şekilde yapılmış bina |
web n.
|
|
136 |
General |
hatalı bir şekilde ortak karara varma |
quotient verdict n.
|
|
137 |
General |
sert bir şekilde kural koyan kimse |
hardass n.
|
|
138 |
General |
anlaşılması güç bir şekilde girift veya çetrefilli olan şey |
maze n.
|
|
139 |
General |
bir düzleme dağılmış belirli sayıdaki noktanın veya cismin her birine uzaklığının toplamı minimum olacak şekilde yerleştirilmiş nokta |
median point n.
|
|
140 |
General |
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt |
medicine-wheel n.
|
|
141 |
General |
bilinçli ve esprili bir şekilde kendine işaret eden bir hikaye, konuşma |
meta n.
|
|
142 |
General |
her bir aşamanın sonunda kesin çıktıları olan bir operasyonu belirli bir şekilde gerçekleştirme yolu |
methodology n.
|
|
143 |
General |
karmaşık ve özenli bir şekilde geliştirme |
working-out n.
|
|
144 |
General |
sürekli ve takıntılı bir şekilde çalışma ihtiyacı duyan kimse |
workaholic n.
|
|
145 |
General |
nükteli bir şekilde karşılık verme |
wordplay n.
|
|
146 |
General |
eğimli bir şekilde yaslanmış tepesi olan tahıl demeti |
hattock [dialect] [uk] n.
|
|
147 |
General |
duraklama ve ünlemlerle tereddütlü ve anlaşılmaz bir şekilde konuşma |
hemming and hawing n.
|
|
148 |
General |
hızlı bir şekilde başarıya ulaşan kimse |
boomer n.
|
|
149 |
General |
hızlı bir şekilde başarıya ulaşan şey |
boomer n.
|
|
150 |
General |
(bovling) kavisli bir şekilde yuvarlanan bir top |
hook n.
|
|
151 |
General |
havada hareket edecek şekilde ince tel veya ipe asılı bir dizi hafif şekil |
mobile n.
|
|
152 |
General |
ölçülü bir şekilde içen kimse |
moderationist n.
|
|
153 |
General |
insanların yüksek sesli rock müzik eşliğinde kendilerini çılgınca ve şiddetli bir şekilde oradan oraya savurdukları bir dans şekli |
mosh n.
|
|
154 |
General |
kolayca sınıflandırılamayacak şekilde bir araya getirilmiş şey |
business n.
|
|
155 |
General |
yumuşak bir şekilde gizlice atma |
lob n.
|
|
156 |
General |
insanların veya nesnelerin tekrar tekrar ve anlamsız bir şekilde karıştırıldığı etkinlik |
musical chairs n.
|
|
157 |
General |
bir diğerinin yasal hakkı bulunan mülkü yasa dışı şekilde işgal eden kimse |
claim jumper n.
|
|
158 |
General |
değişmez ve kati şekilde bir sona doğru gitme |
determination n.
|
|
159 |
General |
kendinden açık bir şekilde üstün rakibi yenen taraf |
giant killer n.
|
|
160 |
General |
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde |
great white way n.
|
|
161 |
General |
zalim bir şekilde zorlama |
gripe n.
|
|
162 |
General |
(belirli bir şekilde) büyüyen kimse veya şey |
grower n.
|
|
163 |
General |
(körling veya çim topunda) bir diğerini hücumdan koruyacak şekilde hareket ettirilen kuka veya taş |
guard n.
|
|
164 |
General |
doğal bir şekilde ölen hayvandan elde edilen post |
murrain n.
|
|
165 |
General |
bir şeyin abartılı şekilde talep edilmesi |
overclaim n.
|
|
166 |
General |
çanların peş peşe ahenkli bir şekilde on kez çalınması |
royal n.
|
|
167 |
General |
bir konuda farklı şekilde aydınlandıklarını iddia eden insanlar |
illuminati n.
|
|
168 |
General |
bir şeyi canlı bir şekilde tasvir eden kimse |
imager n.
|
|
169 |
General |
farklı içerikleri güzel şekilde bir araya getiren eser |
dish n.
|
|
170 |
General |
bir iş etkinliğinin şirketin amaçları veya imajına uygun şekilde düzenlenmesi |
disneyfication n.
|
|
171 |
General |
düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı |
golem n.
|
|
172 |
General |
ağzı küçük ve yuvarlak bir şekilde büzme |
compursion n.
|
|
173 |
General |
yasadışı bir şekilde paraya el koyma |
con n.
|
|
174 |
General |
katı ve otoriter bir şekilde |
dragonism n.
|
|
175 |
General |
oku güçsüz bir şekilde atan kimse |
dribber [obsolete] n.
|
|
176 |
General |
sıvının ince bir şekilde akması |
dribble n.
|
|
177 |
General |
kromozomun bir bölümünün koparak ters şekilde yeniden bağlanması |
inversion n.
|
|
178 |
General |
bir şeyi kasten zor anlaşılacak şekilde söyleme |
fibbing n.
|
|
179 |
General |
belirli bir konudaki kanunların düzenli şekilde derlenmesi |
ordonnance n.
|
|
180 |
General |
(armacılık) bir yüzeyin kenarında sınır oluşturacak şekilde düzenlenmiş çok sayıda küçük arma |
orle n.
|
|
181 |
General |
(alaycı bir şekilde) ingiliz |
rooinek [south africa] n.
|
|
182 |
General |
(alaycı bir şekilde) ingilizce konuşan güney afrikalı kimse |
rooinek [south africa] n.
|
|
183 |
General |
bir metnin, özellikle de kutsal metinlerin eleştirel bir şekilde yorumlanması |
exegesis n.
|
|
184 |
General |
bir kişiyi, yeri, kültürü, nesneyi veya görüşü basmakalıp bir şekilde tanımlamak için kullanılan öğeler topluluğu |
starter pack n.
|
|
185 |
General |
soyu tükenmiş canlıların yumuşak dokulardan yoksun ve sıska bir şekilde tasvir edilmesi |
shrink-wrap n.
|
|
186 |
General |
dinamik hoparlörün ses bobinini mıknatısa göre düzgün bir şekilde konumlandıran ve genellikle esnek bir fiber halkadan oluşan parçası |
spider n.
|
|
187 |
General |
kollar dik şekilde yerde tutulurken bacakların toplanıp serbest bırakıldığı bir hareket |
squat thrust n.
|
|
188 |
General |
ellerin kollar düz bir şekilde yerde tutulduğu ve bacakların zıplayarak içe çekildiği bir hareket |
squat thrust n.
|
|
189 |
General |
gürültülü bir şekilde dert yanan kimse |
squawker n.
|
|
190 |
General |
iyi bir şekilde eskime |
stand-up n.
|
|
191 |
General |
(golfte) deliğe par sayısından bir fazla olacak şekilde yapılan skor |
bogey n.
|
|
192 |
General |
ileri sürmek (emin bir şekilde) |
assert v.
|
|
193 |
General |
rahat bir şekilde oturmak |
settle down v.
|
|
194 |
General |
başka bir şekilde ifade etmek |
rephrase v.
|
|
195 |
General |
eğreti bir şekilde tamir etmek |
patch v.
|
|
196 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamorize v.
|
|
197 |
General |
sıkı ve sağlam bir şekilde bağlanmak |
knit v.
|
|
198 |
General |
romantik bir şekilde yazmak |
romanticize v.
|
|
199 |
General |
çarpa çarpa gürültülü bir şekilde gitmek |
crash v.
|
|
200 |
General |
gürültülü bir şekilde kavga etmek |
row v.
|
|
201 |
General |
resmi bir şekilde söylemek |
declaim v.
|
|
202 |
General |
ağzı açık bir şekilde bakmak |
gape v.
|
|
203 |
General |
adil bir şekilde davranmak |
do justice v.
|
|
204 |
General |
çarpa çarpa şiddetli ve gürültülü bir şekilde koşmak |
crash v.
|
|
205 |
General |
ayrıntılı bir şekilde hazırlamak |
elaborate v.
|
|
206 |
General |
kendinden emin bir şekilde hızla yürümek |
sweep v.
|
|
207 |
General |
gürültülü bir şekilde vurmak |
bang v.
|
|
208 |
General |
şiddetli bir şekilde hücum ederek bir yeri fethetmek |
storm v.
|
|
209 |
General |
aşırı bir şekilde davranmak |
carry on v.
|
|
210 |
General |
esaslı bir şekilde yapmak |
go the whole hog v.
|
|
211 |
General |
gürültülü bir şekilde yürümek |
stump v.
|
|
212 |
General |
ayrıntılı bir şekilde açıklamada bulunmak |
explicate v.
|
|
213 |
General |
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek |
have both one's feet on the ground v.
|
|
214 |
General |
kelimeleri net bir şekilde telaffuz etmemek |
swallow one's words v.
|
|
215 |
General |
açık bir şekilde anlatmak |
clarify v.
|
|
216 |
General |
ağır ve gürültülü bir şekilde indirmek |
thump v.
|
|
217 |
General |
içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) |
fulfill v.
|
|
218 |
General |
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb) |
work out v.
|
|
219 |
General |
kötü bir şekilde etkilenmek |
be overcome with v.
|
|
220 |
General |
şiddetli bir şekilde azarlamak |
lambast v.
|
|
221 |
General |
göz kamaştıracak bir şekilde parlamak |
glare v.
|
|
222 |
General |
düzensiz bir şekilde karıştırmak |
jumble v.
|
|
223 |
General |
mutlu bir şekilde yaşamak |
tick along v.
|
|
224 |
General |
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak |
welcome someone with open arms v.
|
|
225 |
General |
ağır bir şekilde eleştirmek |
slam v.
|
|
226 |
General |
bütünüyle kaplayacak bir şekilde sürmek |
cover v.
|
|
227 |
General |
tatlı bir şekilde ürpermek |
tingle v.
|
|
228 |
General |
olumlu bir şekilde etkilemek |
prepossess v.
|
|
229 |
General |
sert bir şekilde vurmak |
smite v.
|
|
230 |
General |
sıçrayıp oynamak (mutlu bir şekilde) |
frisk v.
|
|
231 |
General |
birine coşkulu bir şekilde davranmak |
lyricize v.
|
|
232 |
General |
bir şeyi eksiksiz bir şekilde bilmek |
know something cold v.
|
|
233 |
General |
açık bir şekilde telaffuz etmek |
articulate v.
|
|
234 |
General |
hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak |
gush about v.
|
|
235 |
General |
üstü kapalı bir şekilde eleştirmek |
snipe v.
|
|
236 |
General |
havalı bir şekilde maval okumak |
spout v.
|
|
237 |
General |
cafcaflı bir şekilde söylemek |
spout v.
|
|
238 |
General |
sıkı bir şekilde aramak |
scour v.
|
|
239 |
General |
şiddetli bir şekilde hücum etmek |
storm v.
|
|
240 |
General |
ayrıntılı bir şekilde konuşmak |
discourse v.
|
|
241 |
General |
bir işyerini başarılı bir şekilde idare etmek |
make a go of v.
|
|
242 |
General |
açık bir şekilde ifade etmek |
articulate v.
|
|
243 |
General |
itmek (sert bir şekilde) |
shove v.
|
|
244 |
General |
bir işte şevksiz bir şekilde çalışmak |
plod away at v.
|
|
245 |
General |
yerleştirmek (eşyayı belirli bir şekilde) |
arrange v.
|
|
246 |
General |
bir siyasi partinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde ayarlamak (seçim bölgesini) |
gerrymander v.
|
|
247 |
General |
ağzı açık bir şekilde seyretmek |
gawp at v.
|
|
248 |
General |
durmak (belirli bir şekilde) |
bear v.
|
|
249 |
General |
normal bir şekilde hareket etmek |
be oneself v.
|
|
250 |
General |
dökülmek (elbise/kumaş vb belirli bir şekilde) |
flow v.
|
|
251 |
General |
olmak (belirli bir şekilde) |
get on v.
|
|
252 |
General |
heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak |
rant v.
|
|
253 |
General |
kötü bir şekilde etkilenmek |
be overcome by v.
|
|
254 |
General |
düzensiz bir şekilde doldurmak |
clutter v.
|
|
255 |
General |
indirmek (hızlı ve gürültülü bir şekilde) |
slam down v.
|
|
256 |
General |
soğuk bir şekilde karşılanmak |
get the cold shoulder v.
|
|
257 |
General |
sert bir şekilde çekmek |
wrench v.
|
|
258 |
General |
sağlam bir şekilde yerleştirmek |
entrench v.
|
|
259 |
General |
bir şeyi etkili bir şekilde açıklamak/söylemek |
put something over v.
|
|
260 |
General |
şiddetli bir şekilde fışkırtmak |
spew out v.
|
|
261 |
General |
bir işi bir şekilde halletmek |
muddle through v.
|
|
262 |
General |
hantal bir şekilde doğrulmak |
hulk up v.
|
|
263 |
General |
çabuk ve kesik bir şekilde elini sallamak |
flick one's wrist v.
|
|
264 |
General |
anlaşılmaz bir şekilde konuşmak |
gabble v.
|
|
265 |
General |
korkunç bir şekilde yaralamak |
mangle v.
|
|
266 |
General |
bir dili akıcı bir şekilde konuşmak |
be fluent in v.
|
|
267 |
General |
sırıtmak (kendinden memnun bir şekilde) |
smirk v.
|
|
268 |
General |
ağır ve gürültülü bir şekilde vurmak |
thump v.
|
|
269 |
General |
birşeyi belirli bir şekilde tutmak |
poise v.
|
|
270 |
General |
bile bile yanlış bir şekilde tanıtmak |
misrepresent v.
|
|
271 |
General |
düşünmek (mantıklı bir şekilde) |
reason v.
|
|
272 |
General |
emin bir şekilde ileri sürmek |
aver v.
|
|
273 |
General |
mükemmel bir şekilde yatay yapmak (tesviye aletiyle) |
level v.
|
|
274 |
General |
düzensiz bir şekilde etrafa dağılmış olmak |
straggle v.
|
|
275 |
General |
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak |
stow away v.
|
|
276 |
General |
belirli bir şekilde davranmak |
conduct oneself v.
|
|
277 |
General |
bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek |
patch something up v.
|
|
278 |
General |
gürültülü patırtılı bir şekilde eğlenmek |
whoop it up v.
|
|
279 |
General |
yürümek (belirli bir şekilde) |
bear v.
|
|
280 |
General |
mutlu bir şekilde yaşamak |
tick v.
|
|
281 |
General |
takmak (sabitleştirecek bir şekilde) |
fix v.
|
|
282 |
General |
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek |
allude to v.
|
|
283 |
General |
bir şeyi tam istenilen şekilde yapmak |
get something right v.
|
|
284 |
General |
bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek |
patch something together v.
|
|
285 |
General |
bir şeyi gürültülü bir şekilde (bir yere) koyuvermek |
slap on v.
|
|
286 |
General |
bir şeyi tatlı bir şekilde ürpertmek |
make something tingle v.
|
|
287 |
General |
birine kızgın bir şekilde bakmak |
give someone a black look v.
|
|
288 |
General |
karşılanmak (belirli bir şekilde) |
go over v.
|
|
289 |
General |
eşit bir şekilde paylaşmak |
share and share alike v.
|
|
290 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak |
enlarge upon v.
|
|
291 |
General |
ile ciddi bir şekilde ilgilenmek |
come to grips with v.
|
|
292 |
General |
belirli bir şekilde damgalamak |
stigmatize as v.
|
|
293 |
General |
abartmalı bir şekilde oynamak (rolü) |
overact v.
|
|
294 |
General |
ahlaklı bir şekilde yaşamak |
go straight v.
|
|
295 |
General |
enerjik bir şekilde çalışmak |
be going strong v.
|
|
296 |
General |
zarif bir şekilde yürümek |
sashay v.
|
|
297 |
General |
ilan etmek (göze çarpan bir şekilde) |
blazon v.
|
|
298 |
General |
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak |
stow in v.
|
|
299 |
General |
gürültülü bir şekilde konuşmak |
cackle v.
|
|
300 |
General |
başka bir şekilde ifade etmek |
reword v.
|
|
301 |
General |
yanlış bir şekilde anlatmak |
garble v.
|
|
302 |
General |
yarı ciddi bir şekilde düşünmek |
toy with v.
|
|
303 |
General |
ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak |
discourse v.
|
|
304 |
General |
kendinden emin bir şekilde hışımla yürümek |
sweep v.
|
|
305 |
General |
çabuk ve anlaşılamayacak bir şekilde konuşmak |
gabble v.
|
|
306 |
General |
belirli bir şekilde damgalamak |
stigmatize v.
|
|
307 |
General |
doğru olmayan bir şekilde kullanmak |
abuse v.
|
|
308 |
General |
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak |
do something the hard way v.
|
|
309 |
General |
bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek |
tack something on to v.
|
|
310 |
General |
yanlış bir şekilde nakletmek |
garble v.
|
|
311 |
General |
etkili bir şekilde anlatmak |
put across v.
|
|
312 |
General |
uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak |
harangue v.
|
|
313 |
General |
öfkeli bir şekilde azarlamak |
scold angrily v.
|
|
314 |
General |
sert bir şekilde uyarmak |
warn sternly v.
|
|
315 |
General |
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak |
put something in layman’s terms v.
|
|
316 |
General |
tereddütsüz bir şekilde hareket etmek |
make no bones about v.
|
|
317 |
General |
tereddütsüz bir şekilde hareket etmek |
make no bones of v.
|
|
318 |
General |
ikna edici bir şekilde anlatmak |
drive the point home v.
|
|
319 |
General |
-den olumlu bir şekilde etkilenmek |
be prepossessed by v.
|
|
320 |
General |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron fist v.
|
|
321 |
General |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with a rod of iron v.
|
|
322 |
General |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron hand v.
|
|
323 |
General |
geçmek (bir olay belirli bir şekilde) |
go off v.
|
|
324 |
General |
büyümek (diğerlerinden ayrı ve biçimsiz bir şekilde) |
straggle v.
|
|
325 |
General |
ses çıkarmayacak bir şekilde örtmek veya sarmak |
muffle v.
|
|
326 |
General |
düşünmesini gerektirmeyecek bir şekilde ders vermek |
spoonfeed v.
|
|
327 |
General |
etkilemek (bir kimseyi belirli bir şekilde) |
bias v.
|
|
328 |
General |
ters bir şekilde söylemek |
snap v.
|
|
329 |
General |
kızgın bir şekilde söylemek |
snap v.
|
|
330 |
General |
gürültülü bir şekilde damlamak |
flump v.
|
|
331 |
General |
başarısız bir şekilde sona ermek (bir iş henüz başlanmışken) |
abort v.
|
|
332 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşmak |
bloviate v.
|
|
333 |
General |
reformlara uygun bir şekilde yaşamak |
live up to reforms v.
|
|
334 |
General |
işin içinden bir şekilde çıkmak |
muddle through v.
|
|
335 |
General |
kötü bir şekilde sonuçlanmak |
turn out badly v.
|
|
336 |
General |
hummalı bir şekilde çalışmak |
work at high pressure v.
|
|
337 |
General |
başarılı bir şekilde bitirmek |
bring something to a successful conclusion v.
|
|
338 |
General |
kontrolünü kaybetmiş bir şekilde ormana koşmak |
run through the woods out of control v.
|
|
339 |
General |
savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek |
die in the war field with honour v.
|
|
340 |
General |
hızlı bir şekilde yükselmek |
move up quickly v.
|
|
341 |
General |
ifadesiz bir şekilde söylemek/yapmak |
deadpan v.
|
|
342 |
General |
saygın bir şekilde ölmek |
die with respect v.
|
|
343 |
General |
net bir şekilde görmek |
have a clear view of v.
|
|
344 |
General |
imzalı ve mühürlenmiş bir şekilde düzenlemek (belge) |
execute under hand or under seal v.
|
|
345 |
General |
ciddi bir şekilde sakatlanmak |
be seriously injured v.
|
|
346 |
General |
düzgün bir şekilde kesmek/biçim vermek |
manicure v.
|
|
347 |
General |
elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek |
walk to the balcony with hands clasped tightly together v.
|
|
348 |
General |
yatak odasında çıplak bir şekilde beklemek |
wait in the bedroom naked v.
|
|
349 |
General |
kendine güvenen bir şekilde hareket etmek/davranmak |
feel confident v.
|
|
350 |
General |
(normal bir şekilde) sonlandırmak/neticelendirmek |
bring to term v.
|
|
351 |
General |
iyi/etkili bir şekilde yönetilmek |
be run efficiently v.
|
|
352 |
General |
olumlu bir şekilde etkilemek |
affect positively v.
|
|
353 |
General |
romantik bir şekilde yazmak |
romanticise v.
|
|
354 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamourize v.
|
|
355 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamourise v.
|
|
356 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamorise v.
|
|
357 |
General |
belirli bir şekilde damgalamak |
stigmatise v.
|
|
358 |
General |
içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) |
fulfil v.
|
|
359 |
General |
çok sakin bir şekilde düşünmek |
think very calmly v.
|
|
360 |
General |
beklenmedik şekilde bir anda kendini bir şeyi keşfetmiş olarak bulmak |
end up discovering v.
|
|
361 |
General |
dik bir şekilde düşmek |
fall steeply v.
|
|
362 |
General |
kibar/nazik bir şekilde uyarmak |
warn someone gently v.
|
|
363 |
General |
elinden geldiği kadar hızlı ve acele bir şekilde koşmak |
dead run v.
|
|
364 |
General |
onurlu bir şekilde ölmek |
die with dignity v.
|
|
365 |
General |
onurlu bir şekilde ölmek |
die with honor v.
|
|
366 |
General |
hızlı bir şekilde devam etmek |
continue apace v.
|
|
367 |
General |
katı bir şekilde karşı olmak |
be strictly against v.
|
|
368 |
General |
sıkı bir şekilde çalışmak |
work hardly v.
|
|
369 |
General |
şanlı bir şekilde ölmek |
die with glory v.
|
|
370 |
General |
tempolu bir şekilde hareket etmek |
cadence v.
|
|
371 |
General |
tekdüze bir tonda sıkıcı bir şekilde konuşmak |
cant v.
|
|
372 |
General |
canlı, hareketli bir şekilde (eylemi) gerçekleştirmek |
rattle v.
|
|
373 |
General |
kaymadan sorunsuz bir şekilde dönüş yapmak (kayak vs) |
carve v.
|
|
374 |
General |
(bir şeyi) başka bir şeye çarpacak şekilde ilerletmek |
catch v.
|
|
375 |
General |
farklı bir şekilde tanımlamak |
redefine v.
|
|
376 |
General |
farklı bir şekilde çizmek |
redraw v.
|
|
377 |
General |
farklı bir şekilde karalamak |
redraw v.
|
|
378 |
General |
düzensiz bir şekilde hareket etmek |
rangle [obsolete] v.
|
|
379 |
General |
farklı bir şekilde değerlendirmek |
re-evaluate v.
|
|
380 |
General |
farklı bir şekilde ifade etmek |
re-express v.
|
|
381 |
General |
farklı bir şekilde belirtmek |
re-express v.
|
|
382 |
General |
zarif bir şekilde yürümek |
chassé v.
|
|
383 |
General |
kalça ve omuzları abartılı hareket ettirerek gösterişli ve rahat bir şekilde yürümek |
chassé v.
|
|
384 |
General |
tatmin edici olmayan bir şekilde cevaplamak |
nonanswer v.
|
|
385 |
General |
(istemsiz bir şekilde, bir konu hakkında) önceden haber vermek |
telegraph v.
|
|
386 |
General |
(bir şeyi) hareketini sınırlayacak şekilde sabitlemek |
tether v.
|
|
387 |
General |
ihmalkar bir şekilde yapmak |
perfuncturate v.
|
|
388 |
General |
alışılmadık bir şekilde tezahür etmek |
tick v.
|
|
389 |
General |
iki adam bir küreği çekecek şekilde ayarlama yapmak |
double-bank an oar v.
|
|
390 |
General |
usulüne uygun bir şekilde işlevi yerine getirmek |
keep touch [obsolete] v.
|
|
391 |
General |
küreyi bir problemin çözümüne uygun şekilde yerleştirmek |
rectify a globe v.
|
|
392 |
General |
bir makineyi yükü manivela ile kaldıracak şekilde ayarlamak |
rig a purchase v.
|
|
393 |
General |
gizli bir şekilde ilerlemek |
steal a march v.
|
|
394 |
General |
gizli bir şekilde üstünlük sağlamak |
steal a march v.
|
|
395 |
General |
temkinli bir şekilde ilerlemek |
toe v.
|
|
396 |
General |
(koyunu) maharetsiz bir şekilde kesmek |
tomahawk [australia] v.
|
|
397 |
General |
sinirli bir şekilde (odadan) çıkmak |
toss v.
|
|
398 |
General |
düzensiz bir şekilde sarkmak |
traipse v.
|
|
399 |
General |
yavaş veya zahmetli bir şekilde ilerlemek |
trek v.
|
|
400 |
General |
bir şekilde etkilemek |
tryst [scottish] v.
|
|
401 |
General |
sert bir şekilde tıngırdamak |
twank [dialect] v.
|
|
402 |
General |
sert bir şekilde tıngırdatmak |
twank [dialect] v.
|
|
403 |
General |
hafif bir şekilde yaralamak |
tweak v.
|
|
404 |
General |
klişeleşmiş bir şekilde temsil etmek |
typecast v.
|
|
405 |
General |
tipolojik bir şekilde ele almak |
typologize v.
|
|
406 |
General |
resmi bir şekilde söylemek |
exhibit an essay v.
|
|
407 |
General |
(heyecanlı bir şekilde) çok konuşmak |
effuse v.
|
|
408 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşmak |
egotise v.
|
|
409 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde yazmak |
egotise v.
|
|
410 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşmak |
egotize v.
|
|
411 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde yazmak |
egotize v.
|
|
412 |
General |
dikkat çekici bir şekilde davranmak |
egotrip v.
|
|
413 |
General |
(rol) hızlı bir şekilde tekrar etmek |
walk v.
|
|
414 |
General |
(rolü) eksik bir şekilde oynamak |
underact v.
|
|
415 |
General |
(rolü) kusurlu bir şekilde oynamak |
underact v.
|
|
416 |
General |
(fikir, düşünce) coşkusuz bir şekilde sunmak |
undersell v.
|
|
417 |
General |
güçlü bir şekilde etkilemek |
hold v.
|
|
418 |
General |
ortak bir şekilde yapmak |
hold v.
|
|
419 |
General |
maharetli bir şekilde idare etmek |
engineer v.
|
|
420 |
General |
yetenekli bir şekilde yönetmek |
engineer v.
|
|
421 |
General |
ayrıntılı bir şekilde anlatmak |
enlarge v.
|
|
422 |
General |
ayrıntılı bir şekilde yazmak |
enlarge v.
|
|
423 |
General |
sağlam bir şekilde yerleştirmek |
entrench v.
|
|
424 |
General |
net bir şekilde söylemek |
enunciate v.
|
|
425 |
General |
anormal bir şekilde esnemek |
pull v.
|
|
426 |
General |
serbestçe hareket edecek şekilde bir yere sabitlemek |
hang v.
|
|
427 |
General |
yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak |
hang v.
|
|
428 |
General |
gürültülü bir şekilde patlamak |
go bang v.
|
|
429 |
General |
gürültülü bir şekilde kapanmak |
go bang v.
|
|
430 |
General |
hızlı veya gürültülü bir şekilde hareket etmek |
bang v.
|
|
431 |
General |
hızlı veya gürültülü bir şekilde ilerlemek |
bang v.
|
|
432 |
General |
sakar bir şekilde hareket etmek |
barge v.
|
|
433 |
General |
(bir şeyi) tehditkar bir şekilde çıkarmak |
unsheathe v.
|
|
434 |
General |
ezici bir şekilde yenmek |
bat v.
|
|
435 |
General |
ezici bir şekilde yenmek |
batter v.
|
|
436 |
General |
ağzı bozuk bir şekilde konuşmak |
belowt v.
|
|
437 |
General |
gayretli bir şekilde çalışmak |
bend v.
|
|
438 |
General |
enerjik bir şekilde atmak |
bepelt v.
|
|
439 |
General |
okunaksız bir şekilde hızla yazmak |
bescribble v.
|
|
440 |
General |
(topa) kontrollü bir şekilde vurmak |
fade v.
|
|
441 |
General |
karmaşık bir şekilde düzenlemek |
jigsaw v.
|
|
442 |
General |
tehlikeli bir şekilde dengelemek |
juggle v.
|
|
443 |
General |
yasa dışı bir şekilde el koymak |
jump v.
|
|
444 |
General |
matemli bir şekilde çalmak (çan) |
knoll v.
|
|
445 |
General |
belirli bir şekilde durmak |
land v.
|
|
446 |
General |
sihirli bir şekilde sebep olmak |
magic v.
|
|
447 |
General |
sihirli bir şekilde ortadan kaybolmak |
magic v.
|
|
448 |
General |
uygun bir şekilde icra etmek |
make v.
|
|
449 |
General |
aldatıcı bir şekilde gizlemek |
veneer v.
|
|
450 |
General |
gürültülü bir şekilde aceleyle hareket etmek |
bile [dialect] v.
|
|
451 |
General |
sıkıcı bir şekilde konuşmak |
blah v.
|
|
452 |
General |
eksiksiz bir şekilde tamamlamak |
blanket v.
|
|
453 |
General |
afallatıcı bir şekilde ilan etmek |
blare v.
|
|
454 |
General |
mekanik bir şekilde konuşmak |
blatter [scotland] v.
|
|
455 |
General |
(hanedan arması) teknik bir şekilde betimlemek |
blaze [obsolete] v.
|
|
456 |
General |
hızlı ve anlaşılmaz bir şekilde konuşmak |
bleat v.
|
|
457 |
General |
(yumuşak taneciklerin) bir araya gelmesini ve yumuşak bir yarı katı kütle oluşturacak şekilde birbirlerine yapışmasını sağlamak |
mat v.
|
|
458 |
General |
etkili bir şekilde engellemek |
mate [obsolete] v.
|
|
459 |
General |
(konuyu) çok uzun, ayrıntılı ve sınırlı bir şekilde ele almak |
wiredraw v.
|
|
460 |
General |
belirsiz bir şekilde hareket etmek |
mander v.
|
|
461 |
General |
ustalıkla ve planlı bir şekilde yönetmek |
manoeuver v.
|
|
462 |
General |
engin bir şekilde uzanmak |
march v.
|
|
463 |
General |
kötü bir şekilde ilerlemek |
halt v.
|
|
464 |
General |
haksız bir şekilde avantaj elde etmek |
queue-jump v.
|
|
465 |
General |
garip veya öngörülemez bir şekilde düşünmek |
whiffle v.
|
|
466 |
General |
garip veya öngörülemez bir şekilde davranmak |
whiffle v.
|
|
467 |
General |
istikrarlı bir şekilde ilerlemek |
whig [scotland] v.
|
|
468 |
General |
keyifli bir şekilde vakit geçirmek |
while (away) v.
|
|
469 |
General |
ani ve hızlı bir şekilde çekmek |
whip (away) v.
|
|
470 |
General |
ani ve hızlı bir şekilde çıkarmak |
whip (away) v.
|
|
471 |
General |
dolambaçlı bir şekilde getirmek |
wind v.
|
|
472 |
General |
aralıksız bir şekilde sarmak |
windle [dialect] v.
|
|
473 |
General |
aralıklı bir şekilde ışık vermek |
blink v.
|
|
474 |
General |
loş bir şekilde parlamak |
blink v.
|
|
475 |
General |
sert bir şekilde paylamak |
blister v.
|
|
476 |
General |
(rakibi) ezici bir şekilde yenmek |
blister v.
|
|
477 |
General |
beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak |
bloom v.
|
|
478 |
General |
ağlayarak tutarsız bir şekilde söylemek |
blubber v.
|
|
479 |
General |
gürültülü bir şekilde hareket etmek |
boil v.
|
|
480 |
General |
vahşi bir şekilde ısırmak |
hanch [dialect] v.
|
|
481 |
General |
yönetmek için belirli bir şekilde davranmak |
handle v.
|
|
482 |
General |
(birisine veya kalabalığa) agresif bir şekilde hitap etmek |
harangue v.
|
|
483 |
General |
etkili bir şekilde başa çıkmak |
meet v.
|
|
484 |
General |
özgönderimsel bir şekilde analiz etmek |
meta v.
|
|
485 |
General |
özgönderimsel bir şekilde yorumlamak |
meta v.
|
|
486 |
General |
keyifsiz veya aksi bir şekilde yakınmak |
mich [dialect] v.
|
|
487 |
General |
iki çapalı bir geminin halatlarını her bir çapaya eşit uzunluk bırakacak şekilde salmak |
middle of the cable v.
|
|
488 |
General |
sancılı bir şekilde etkilemek |
wring v.
|
|
489 |
General |
(yer döşeme levhalarını) simetrik bir etki yaratacak şekilde eşleştirmek |
book-match v.
|
|
490 |
General |
bilgiç bir şekilde reddetmek |
harrumph v.
|
|
491 |
General |
edalı bir şekilde söylemek |
mince v.
|
|
492 |
General |
(bir şeyi) yapmacıklı şekilde yapmak |
mince v.
|
|
493 |
General |
istikrarlı bir şekilde ilerlemek |
bore v.
|
|
494 |
General |
(kibirli bir şekilde) emir yağdırmak |
boss v.
|
|
495 |
General |
gürültülü bir şekilde vurmak |
bounce [obsolete] v.
|
|
496 |
General |
(özellikle dönerek) hızlı ve sarsıntısız bir şekilde ilerlemek |
bowl v.
|
|
497 |
General |
ezici bir şekilde yenmek |
bowl (out) [uk] v.
|
|
498 |
General |
ezici bir şekilde yenmek |
bowl (down) [uk] v.
|
|
499 |
General |
sarsıntısız bir şekilde yuvarlamak |
bowl v.
|
|
500 |
General |
(farklı ögeleri) anlamlı bütün oluşturacak şekilde bir araya getirmek |
braid v.
|
|